Eskişehir, Türkiye’nin otomotiv üretim üssü olma yolunda güçlü bir adım daha atıyor. URZAT Otomotiv A.Ş., Eskişehir OSB’de kuracağı tesisiyle, ileri teknolojiye sahip elektrikli ve hibrit araç üretimi için önemli bir yatırım başlatıyor.

Devrim arabalarının kıvılcımın şehrin kültürüne işlemiş olması yatırım kararında bizim için belirleyici oldu

Türkiye’nin otomotiv sektöründe küresel rekabet gücünü artırma yolculuğunda yeni bir sayfa Eskişehir’de açılıyor. Çin menşeli SWM ve JAC markalarının Türkiye üretim temsilciliğini üstlenen URZAT Otomotiv A.Ş., Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi’nde hayata geçireceği ileri montaj tesisiyle sadece üretime değil, aynı zamanda teknolojiye, istihdama ve yerlileşmeye odaklanan uzun soluklu bir yatırımın ilk adımını atıyor. URZEMA Holding CEO’su Murat Ertaş, hem yatırım kararının ardındaki stratejik motivasyonları hem de Eskişehir’in bu büyük yolculuktaki rolünü EOSB Dergi’ye anlattı. CEO Ertaş, Eskişehir’i tercih etme sebeplerini, “Eskişehir bu nokta çok kıymetli bir lokasyon. Şehrin yetişmiş insan gücü, her seviyede teknik eğitimlerin üretime katılım seviyesi, jeopolitik konumu ve daha da önemlisi Devrim arabalarının kıvılcımın şehrin kültürüne işlemiş olması yatırım kararında bizim için belirleyici oldu” sözleriyle açıkladı.

URZEMA HOLDİNG A.Ş. olarak Eskişehir’e yatırım yapma kararınızın arkasında hangi stratejik ve ekonomik nedenler yatıyor? Türkiye pazarında nasıl bir konum hedefliyorsunuz?

Çin Menşeli araçlara 2024 yılında gelen ek vergi yükümlülükleri, Çinli markaların sadece “İthalat Yapan” değil Türkiye ekonomisine doğrudan katkı sağlayan bir model geliştirmelerini zorunlu kıldı. Aksi takdirde ulaşılabilir lüks standartlarını, Türk tüketicilerine sunamayacaklardı.

Eskişehir bu noktada bizim için çok kıymetli bir lokasyon

Değerli iş ortağımız Atmo Mühendislik ile birlikte, bu sorunu çözebilecek bir alternatif üzerinde çalıştık. Bunun sonucunda URZAT OTOMOTİV A.Ş.’nin kurulmasına karar verdik.

URZAT OTOMOTİV A.Ş. olarak, Çin menşeli markaların karşı karşıya kaldıkları bu gibi durumlarda, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının bu alandaki öncelik ve hedeflerini de dikkate alarak, Türkiye’deki yatırım seçeneklerini, üretim temsilcisi olduğumuz SWM ve JAC markaları için geliştirmeye karar verdik.

Burada markaların yatırım sürecine ikna olması kadar, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının bizzat yürüttüğü yatırım modelleri üzerinde de istişarelerde bulunduk.

Yatırım kendi içinde farklı aşamalardan oluşsa da URZEMA Holding A.Ş. olarak nihai hedefimiz ihracat pazarında elektrikli ve ileri hibrit teknolojilerine sahip araçlarda Türkiye’nin birçok markaya üretim merkezi olma hedefine ulaşmasını sağlamaktır.

Eskişehir bu noktada bizim için çok kıymetli bir lokasyon. Şehrin yetişmiş insan gücü, her seviyede teknik eğitimlerin üretime katılım seviyesi, jeopolitik konumu, Devrim arabalarının kıvılcımın şehrin kültürüne işlemiş olması yatırım kararında bizim için belirleyici oldu

. Özellikle Eskişehir OSB’nin profesyonel yapısı, projenin gelişim aşamalarına sunulacak katkılar için hazır olmaları ve daha da önemlisi bize olan destekleri bugün bu sürecin Eskişehir’de başlaması için en temel motivasyon kaynağıdır.

Üretimin nihai hedefi yıllık 200-250 Bin adetlik bir kapasiteye ulaşmak. Bu da bizi Türkiye’deki büyük üreticilerden biri haline getirecektir. Biz firma olarak, üretimin yarısından fazlasını ihracat pazarı öngörüyoruz ve bu hedefe ulaşacağımızı da inanıyoruz.

Elbette bu bir süreç ve kendi içinde çok ciddi yatırım dinamikleri barındırıyor.

Örneğin mühendislik çalışmaları için Ar&Ge merkezinin Teknik Üniversite ile ortaklaşa kurulması, yan sanayi geliştirmesi vb.

Tamamı eş güdüm içinde ilerlemesi ve tüm paydaşlarla işbirliği içinde çalışılması gerekiyor.

Eskişehir’de kurulacak fabrikanın kapasitesi, üretim hacmi ve yatırım tutarı hakkında bilgi verebilir misiniz? Hangi modeller burada üretilecek?

Eskişehir’de kurulacak fabrika temelde bizim “Okul” olarak tanımladığımız, yatırım. Tamamlandığında ulaşmayı hedeflediğimiz asıl üretim tesisi için personellerimizin gelişimine katkı sağlayacak bir tesis.

Bu nedenle bu tesisin kademeli olarak ulaşacağı kapasite 40.000 araç / yıl olacaktır.

Yatırımın kendisi “İleri Montaj Tesisi” sıfatı ile kurgulandığı için kapasitenin belirtilen adetlerin ötesine geçmesi teknik olarak mümkün görünmemektedir.

Şu anda kesinleşen 5 modelin takvimi mevcut olup, ilave bir model için 2026 yılında ki küresel talepler dikkate alınarak ana tesis içinde daha yüksek kapasite ile üretilmesi planlanmaktadır.

Bu tesiste sırası ile SWM markasının G01 Pro, G03 ve 2027 itibari ile MPV segmentinde araçlarının üretimi yapılacak.

Yine aynı tesiste JAC markasının E30X ve T9 modellerinin üretimi planlanıyor. İlave bir model üretimi 2027 için öngörülüyor.

Bu yatırımın Eskişehir ve bölge ekonomisine katkıları neler olacak? İlk etapta kaç kişiye istihdam sağlamayı planlıyorsunuz?

Tesisin gelişiminde (inşaat ve alt yapı çalışmalarında) zaten bölgeden tedarikçilerle çalışıyoruz. Bu iş modelinin devamı olarak üretim hattında ihtiyaç duyulan teknik ekipmanların sağlanması, çalışanların servis ve yemek ihtiyaçları yerel tedarikçi anlaşmaları gibi tüm unsurlar yine Eskişehir bölgesinden karşılanmaktadır.

Şu an için 60-100 kişi arasında bir istihdam söz konusu olacak. Ancak bu sayı projenin ilerleyen safhalarında daha da artacak. Tesis tam kapasite

Eskişehir’de kurulacak fabrika temelde bizim “Okul” olarak tanımladığımız, yatırım.

ile çalışmaya başladığında ortalama 300-350 kişiye doğrudan istihdam sağlamış olacaktır.

Türkiye’deki üretim sürecinde yerlileştirme oranı ve tedarik zinciriyle ilgili nasıl bir planlama yapıldı? Türk tedarikçilerle iş birliği olacak mı?

Bu konu yatırımın en başından beri URZEMA Holding A.Ş.’nin “Olmazsa Olmazı” olarak masada idi. Yerlileştirme bir süreç ve nihai amacımız %51 üzerinde yerlilik oranına ulaşmak. Süreç sadece bizim isteğimiz ile şekillenemiyor elbette. Yerel üreticilerimiz zaten bize destek olmak adına mühendislik ekiplerimiz ile yoğun çalışıyorlar. Devreye alınacak her parçanın önemini bilerek, üretilecek araçların bağlı olduğu regülasyonları da düşünerek takvim içinde belirlenen şekilde

Bu yatırımın planı temelde Türkiye’nin Elektrikli ve İleri Hibrit TeknolojilerindeEuro 7’ye hazır bir üretim üssü olması.

yerlilik oranlarını, yerli tedarikçilerle geliştirmek için çalışıyoruz.

Teknik isterlerin ve üreticilerimizin bu konudaki tecrübeleri sürecin beklediğimizden hızlı ilerlemesini sağlamakta.

Eskişehir lokasyonun, Tedarik Zinciri yönetimi açısından da önemli avantajları var. Hem hinterlant açısından tedarikçilere erişim frekansı yüksek, hem de lojistik anlamında ana yol güzergahının üzerinde olması büyük bir fırsat.

Üretilecek araçların iç pazara mı yoksa ihracata mı yönelik olacağı konusunda nasıl bir strateji izleyeceksiniz? Özellikle Avrupa pazarı hedefleniyor mu?

Üretilecek modellerin Avrupa pazarına satışı temel iş planımızın içinde mevcut. Ancak iç piyasadan gösterilen ilgi o kadar yüksek ki ihracat tarafında planlanan adetlerin ilk aşamada gerçekleşmesine fırsat olmayacak.

Bu yatırımın planı temelde Türkiye’nin Elektrikli ve İleri Hibrit Teknolojilerinde Euro 7’ye hazır bir üretim üssü olması. Dolayısı ile büyük yatırımın kapasitesinin yarıdan fazlası zaten ihracat odaklı olacak. Mevcut tesisin bu noktada eş değer bir seviyeye gelmesi, iç piyasa taleplerinde görece yavaşlama olduğunda söz konusu olacaktır.

Eskişehir OSB içindeki tesisin ilerleyen dönemlerde hafif ticari araç segmentinde elektrikli araç üretimi yaparak ağırlıklı Avrupa’ya ihracat yapılması yönünde bir stratejik planı mevcut. Bu durumda zaten tesisin ihracat ağırlıklı bir sıfat kazanacağı muhakkak.

URZAT OTOMOTİV A.Ş. ileri teknoloji, çevreci üretim ve elektrikli araçlar konusundaki vizyonu nedir? Eskişehir fabrikasında bu alanda nasıl bir üretim hedefleniyor?

Avrupa 2027 itibari ile Euro 7’ye geçmeyi planlıyor. Bu da zaten küresel talebin İleri Teknoloji ve Çevreci Araçların çağının başlayacağı anlamına geliyor.

“Neden Eskişehir?” sorusuna verdiğimiz yanıtı burada tekrarlamakta fayda var. Gelecekte sektörün dinamiklerini belirleyen bir oyuncu olmak istiyorsak, savunma sanayinde gösterdiğimiz bağımsız teknoloji geliştirme başarısını Otomotiv alanında da başarmamız gerekiyor. Bu yolda Eskişehir’in akademik birikimi ve sanayi tecrübesi bizim için eşsiz bir iklim sunuyor.

Tesisin “OKUL” olma vasfı, ilerleyen yıllarda Ar&Ge merkezi olarak gelişim göstermesine olanak sağlayacak. Ana Yatırım sonrasında bu tesis, ileri teknolojilerin denendiği, geliştirildiği, uygulamaya alındığı bir yapıya kavuşacak. Kendi içinde önemli bir cazibe merkezi haline gelecek. Bunun en güzel örnekleri, yatırım bilgisi paylaşıldığı andan itibaren bize ulaşan birçok nitelikli kişi ve kurumun bu konuda ki destekleyici ve bizleri de memnun edici yaklaşımlarıdır.

URZEMA HOLDİNG A.Ş. olarak Türkiye’de birçok alternatif bölge varken yatırım için Eskişehir’i tercih etmenizin temel nedenleri nelerdir? Şehrin sanayi altyapısı, lojistik konumu veya iş gücü potansiyeli bu kararda nasıl etkili oldu?

Başarılı iş planları, stratejik düşünme temelinde gelişir. Böylesine önemli bir yatırım stratejisinin temel taşının Eskişehir’de olması çok değerli. Yatırımın şekillendiği coğrafyanın, yatırımın niteliğini destekleyecek teknik birikim seviyesinde olması çok önemli.

Eskişehir yıllardır sanayi üretiminde çok başarılı. Üstelik bu başarı çok geniş bir alanda ve sürekli. Teknik açıdan Buzdolabı motoru da üretiyor bu şehir, uçak motoru da. Lokomotif üretiyor Eskişehir… Dolayısıyla alternatif birçok bölgenin varlığı yadsınamaz. Ancak bu bölgelerin hiçbirinde Eskişehir’de bulunan eko sistem yok. Dolayısı ile Eskişehir, öncelikle teknik hafızası ile ön planda idi.

Sonrasında şehrin sanayi altyapısının gelişmişliği bilhassa Eskişehir OSB’nin buradaki başarılı çalışmaları bizim için bir başka belirleyici oldu.

Lojistik açıdan çok avantajlı bir bölgede. Belki bir liman kenti değil. Ancak günümüzde çok önemli bir lojistik çözüm olan tren yolu açısından da kavşak niteliğinde bir alt yapı fırsatı sunuyor. Üstelik Eskişehir OSB bu konuda da birçok somut adım atmış durumdaki bu da bir başka pozitif etken bizim açımızdan.

Nitelikli iş gücü elbette çok önemli. Ama daha da önemlisi, sanayide çalışan ailelerin edindikleri disiplin, teknik perspektif ve kendilerine olan saygıları bizim yatırımın sonraki aşamalarındaki en büyük belirsizliğimizi bertaraf ediyor: nitelikli insan gücü. Bugün ne kadar yatırım yaptığınızın bir önemi yok eğer yatırımınızın çalışanları bunun önemini fark edemiyor ya da yeterli nitelikte değillerse. Eskişehir’de hem profesyonel hayattan nitelikli işgücüne sahip olan profil mevcut, hem de akademik eğitimlerini başarılı bir şekilde tamamlamış pırıl pırıl gençler var.

Eskişehir yıllardır sanayi üretiminde çok başarılı. Üstelik bu başarı çok geniş bir alanda ve sürekli. Teknik açıdan Buzdolabı motoru da üretiyor bu şehir, uçak motoru da. Lokomotif üretiyor Eskişehir…

Hepsinin arkasında belki de hepsinden daha önemlisi, bu şehrin Otomobil üretimi ile ilgili yarım kalmış bir hikayesi var. Komşu illerin bu alanda gelişimlerini sessizce izlediği, ilk yerli otomobil üretimi için olağanüstü şartlarda çalışan mühendislerin inanarak başardıkları ancak yarım kalan bir hikâye… Bu bizim için önemli bir ilham ve motivasyon kaynağı.